|
Kitapla İlgili Değerlendirme Yazıları: GÜLLER SOLMASIN Mustafa TUĞLU “Güller Solmasın” Duran Çetin’in hikâye kitabı. Yedi hikâyeden oluşan bu kitabı bir solukta okudum. Amatör bir hikâyeci ile karşılaşacağımı sanırken, usta bir yazarla tanıştığımı fark ettim. Meğer bu, yazarın ikinci kitabıymış. “Bir kucak sevgi”yi henüz okumadım. Yazının Devamı İçin... GÜLLER SOLMASIN Abdullah Sucu Duran Çetin bir yıl içerisinde ikinci hikâye kitabı ile tekrar aramızda. Bir Kucak Sevgi demişti ilkine. İkincisine Güller Solmasın demiş. Her iki kitap başlığı da özenle korunması ve beslenmesi gereken değerlere atıfta bulunuyor.Yazının Devamı İçin... |
Güller Solmasın Abdullah Sucu Merhaba Gazetesi 30 Eylül 2000 Cumartesi, kültür sanat sayfası Çumra’dan Bir Söz/SesDuran Çetin bir yıl içerisinde ikinci hikâye kitabı ile tekrar aramızda. Bir Kucak Sevgi demişti ilkine. İkincisine Güller Solmasın demiş. Her iki kitap başlığı da özenle korunması ve beslenmesi gereken değerlere atıfta bulunuyor. İlk olmanın getirdiği bazı kaçınılmaz aksaklıklar ikincisi için iyi bir tecrübe oluşturmuş. Kapak renk ve kompozisyonundan sayfa düzeni, karakter ve kağıt seçimine kadar her şey yerli yerine oturmuş. Kitap ismini ikinci hikâyeden almış. Solan bir gülden… Bunun dışında yedi hikâye daha var. Her biri okuyucuyu sıkmayan uzunlukta. Sayfaları çevirmeye başladığımızda, daha önce yarım kalmış bir şeye bıraktığımız yerden devam ediyormuş hissine kapılıyoruz. Yalnız bu kez ilkinden daha kuşatıcı, detaylı ve derinlikli bir gözlemle karşılaşıyoruz. İfadelerse aynı yalınlığını ve anlaşılırlığını koruyor. Hitap ettiği kitleyi, eğitici konular seçen ve onların seviyesine inerek sade bir dil ve ifadeler kullanan yazarımız, çocuğun dünyasına dalarak, çocuksu sevinçlere ve acılara kulaç atıyor. Bilirsiniz o dünya çok hassas, geniş ve sevimlidir. Okşanmayı, sevilmeyi ve anlaşılmayı bekliyor. Yazarın çabası da bu yönde; onları anlamaya ve anlatmaya çalışıyor. Çocuklar merkeze oturtularak, Anadolu bozkırında yaşanan toplumsal ilişkiler, duyuş ve düşünüşler, kestirme yoldan canlı ve abartısız bir biçimde satırlara yansırken yeri geldiğinde eleştiriden, yeri geldiğinde de övgüden payını alıyor. Sevinç ve üzüntü karşısındaki tavrımızı, çevrenin duyarlılığını/duyarsızlığını, durduğu yeri işaretliyor. İlk kitabında olduğu gibi, aşağı yukarı her hikâyesi bir öğretim cümlesiyle noktalanıyor. Söz dönüp dolaşıp o son sözü söylemeye geliyor. Her hikâyenin temasını birbirine eklediğinizde, sağlam bir toplum nasıl olmalı/toplumsal sağlığımız niye bozuk, sorusunun cevabı verilmiş oluyor. Çünkü hepsi toplumsal bir yaraya parmak basıyor. Kişi içinde bulunduğu toplumdan habersiz yaşamayı yeğler çoğunlukla. Hiç aynaya bakmayan insan gibi. Ne zaman eline böyle bir kitap alır okur, insan aynada kendi üzerinde gördüğü dağınıklığı fark ettiği gibi, o kitapta, bulunduğu toplumun halini görür. Bir çeşit yüzleşme imkânı bulur. Halbuki yalan söylemeyen aynalarda yüzleşmek zorundayız.. Hikâyeler böylesine bir eylem gerçekleştiriyor. Yaşadığımız hayatı işlediğimiz suçları yüzümüze vuruyor. Haliyle kitapta yaptığımız yolculuk süresince bir utancı da yaşıyoruz. Umarım çocuklarımız, hazin durumlardan gülleri soldurmayacak çarelere ulaşırlar. Kitap Dünyası Yayınları arasında ilk olma ayrıcalığı ile çıkan kitap şimdi okuyucusunu bekliyor. Yazarımızla bundan sonraki buluşmamız artık ne zaman hangi kitapla olsa bilmiyorum. Ama kendisini takip eden, bekleyen bir okuyucu kitlesinin oluştuğunu bilmesini istiyorum. Kitaplarla kalın; “Güller Solmasın.” |