Gözlerdeki Mutluluk Dr. Muammer Ulutürk Duran Çetin… Öğretmen ve yazar. Ona bir gün, senin adını neden Duran koymuşlar diye soracağım.
Pek durmaya niyeti yok. Son hikâye kitabı /bu hikâye kelimesine öykü mü demeliyim acaba/ “Gözlerdeki Mutluluk”, Beka Yayınlarından çıktı. İkisi ikinci baskılarını yapmış beş öykü, üç de roman olmak üzere sekiz eseri var. Ömrü boyunca sekiz kitap okumamış çoğunluğun yaşadığı ülkemizde üretken bir yazarı yanı başımızda bulmak kıvanç vericidir. Özellikle, kendi rutini ile yetinmeyip amacının peşinde koşan, yazan, hayata karşı sorumluluklarının farkına varmış tanıdık eğitimci dostları söz konusu etmek daha bir keyif verici oluyor.
Çocuk edebiyatının kendine mahsus boşluk kabul etmez bir özelliği var. Uzun yıllar boyu yazarların, yayıncıların ilgisini yeterince çekmeyen “edebiyatla çocuğa hizmet” son zamanlarda biraz daha fark edilmiş durumda. Özellikle okul öncesi eğitimine veli rağbetinin artması, bu alandaki yayın sayısının da çoğalmasına yol açtı. Duran Çetin, bu boşluğu gören yazarlarımızdan biri. Ben onun öykücülüğüne bakarak, çocukluğumda kalbimi çalan ve okumaya olan iştiyakımın yegane sebebi Kemalettin Tuğcu’nun (1902-1996) yaşayan, bununla birlikte derin değerlerimize atıflarını hiçbir şekilde elden bırakmayan ikizi gibi görüyorum.
Duran Çetin eserlerinde hayatı yakalıyor, gündelik yaşamın kenarında, kıyısında, kimi zaman arkasında kalmış kahramanların dilinden sözler, tavırlarından ibretli sahneler dökerek diriltici mesajlar veriyor, çoğu yazarın ihmale uğrattığı sosyal hayatın metafizik duruşunu okuyucuya hissettiriyor. Bunu yaparken sade, anlaşılır bir lisan ile buluşuyor karşı tarafla.
Roman ve öykülerini “iyi insan” üzerine kurgulayan yazar, iyi insanların yetişmesi ve topluma kazandırılmasını eğitimin önemine vurgular yaparak ele alıyor. İyi insan oluşumunu sağlayacak, iyi insan donanımına sahip kılacak örnekler sunuyor kitaplarında. Kültürel yozlaşmanın toplumu sürüklediği yokluk uçurumundan kurtarma adına çaba sarf ediyor.
Yazdıklarının bir şeyler anlatması gerektiği inancında olan yazar, sırf sanat olsun diye yazıp çizmek yerine yazdıklarının bir bütünlüğü olması ve bir öğreti sunması gerektiğini, okuyucunun okuduğunu anlaması ve bundan da kendine bir çıkarımda bulunmasını ön şart olarak görüyor. Sanat kaygılarıyla çok da anlamlı olmayan bir şeyler yazmanın iyi bir iş yapmak anlamına gelmediğini hissettiren Çetin, üslubun açık olanını tercih ediyor.
Son öykü kitabı “Gözlerdeki Mutluluk” on üç öyküden oluşuyor. İbretli kurgulardan oluşan öykülerde, dürüstlüğü öğrenen Nurettin’in küçük dünyasını, Mustafa ve Rıdvan’ın çaresizliğine merhem olan lokanta sahibini, Seyit’in borca batmış Barbaros’a borç vererek dostça güvenişini, Bilgiç Rıfat’ın komik durumlara düşmesini, ilçeye henüz tayin olmuş öğretmenin kiralık ev bulma problemini, Balıkçı Adem’in insanlara verdiği adamlık dersini, tamahkarlık ve hırsından gözü dönmüş Ahmet Ağa’yı, su kıtlığının ciddi bir sorun olduğunu öğrenen küçük Büşra’yı, Ömer ve Serhat’ın kıt kanaat dünyasında kendi çocukluğunu gören öğretmeni, parasını hırsıza kaptıran yaşlı bakkalı, köyde Bekçi Dayı’nın cehaletini, başkalarına yardım etmenin dini bir gereklilik olduğunu özümseyen adamı, Mevlana’yı ziyaretten dönen yaşlı amcayı; bizden ve içten sahnelerle okuyorsunuz. Ben bu kitapta en çok “Tartalım Abi” öyküsünü sevdim.
Samimi, mütevazı ve örnek eğitimci yönüyle, karşılıklı muhabbetimizin daim olmasını dilediğim Duran Çetin, eser üretme yaşının olgunluk çağında şimdilerde. Halen Selçuklu Adnan Hadiye Sürmegöz İlköğretim Okulu’nda idareci ve öğretmen olarak görevini sürdüren yazar evli ve iki çocuk babası. Ben şahsen çocuğuna öykü kitabı seçmekte zorlanan velilere özellikle tavsiye ediyor ve çalışmalarının, heyecanının devamını diliyorum.
|