• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=666228323
  • https://twitter.com/durancetin
Site İçeriği

Kültür Dünyamız videoları
Duran Çetin
durancetin@hotmail.com
DİYARBAKIR EĞİL GEZİ YAZISI
05/12/2025

Mezopotamya’nın Sultanı Dicle

Karşımızdaki alelade bir su değil; insanlık tarihinin başladığı, medeniyetlerin beşiği Mezopotamya’nın çorak topraklarına can suyu taşıyan kadim bir bereket kaynağı. Kıvrılarak aktığı her karış toprağı yeşerten Dicle, Eğil vadisinde adeta bir "turkuaz rüyaya" dönüşüyor. Baraj gölünün etkisiyle durgunlaşan suları, gökyüzünün tüm maviliğini içine çekmiş, zümrüt yeşiliyle harmanlayarak vadinin ortasına serilen devasa bir ipek halıyı andırıyor.

Nehrin bu noktadaki duruşunda bile bir edep, bir saygı var. Sanki Dicle; bağrında peygamberleri misafir eden bu kutsal beldeye yaklaştığının farkında. Hırçınlığını bırakmış, sularını durultmuş ve Nebiler Tepesi’nin eteklerine yüz sürerek, bir dervişin teslimiyetiyle akıyor. Güneşin ışıkları suyun üzerine vurduğunda, nehir binlerce pırlanta saçılmışçasına parıldarken, suyun içinden gökyüzüne uzanan sarp kayalıkları döven küçük dalgalar Dicle’nin sadece bir su değil, yaşayan bir hafıza olduğunu haykırıyor.

Dicle’nin bu görkemli selamlamasıyla Eğil’e giriyoruz. Ancak burası, sadece coğrafi bir varış noktası değil; burası, inanan kalplerin sığınağı, ruhun miraca kalktığı bir maneviyat kalesidir. Eğil’e adım attığınız an hava değişir, rüzgâr başka eser. Sanki görünmez bir el kalbinizin üzerindeki dünya tozunu silip atar. Eğil ilçe merkezi, Dicle Nehri’nin iki yakasına kurulmuş, adeta bir yarımada gibi sularla çevrili küçük ve sakin bir kasaba. Dar sokakları, tek katlı taş evleri ve nehir kenarındaki çay bahçeleriyle insana zamanın yavaş aktığı bir Anadolu kasabasını hissettiriyor. Üst tarafta, ilçe meydanının hemen dibinde heybetli Kral Kızı Damı ve Asur yazıtlarıyla bezeli kalenin kalıntıları yükseliyor; aşağıya inerken vadinin yeşiline dalıyorsunuz. Nehrin üstündeki köprüden geçerken bir yanda barajın turkuaz suları, diğer yanda sarp kayalara oyulmuş mağaralar ve mezar odaları gözünüze çarpıyor. İnsanı az, kuş sesi çok Eğil, tarihiyle, peygamber türbeleriyle ve Dicle’nin kucağındaki bu dingin havasıyla, Diyarbakır’a sadece 50 km uzakta olmasına rağmen bambaşka bir dünya gibi duruyor.

Ziyaret Tepesi

Eğil’in kalbi ilçeye hâkim o yüksek tepede, Ziyaret Tepesi’nde atıyor. Yokuşu tırmanırken adımlarımız ağırlaşıyor, nefesimiz tutuluyor; zira birazdan huzuruna varacağımız makam, dünyevi hiçbir makama benzemiyor. Kur’an-ı Kerim’de isimleri hürmetle zikredilen, Allah’ın (cc) seçkin kulları Hz. Zülkifl ve Hz. Elyesa, işte bu tepede omuz omuza manevi nöbetlerini tutuyorlar.

Türbenin kapısından içeri girdiğimizde, zamanın ve mekânın hükmü kalkıyor. Dünyevi makamlar, dertler, telaşlar, planlar... Hepsi kapının eşiğinde eriyip gidiyor. İçeride sadece huşu, teslimiyet ve derin bir sükûnet var. İnsan burada bedeniyle değil, adeta ruhuyla secde ediyor. Ziyaretçiler, dillerinde dualar, gözlerinde yaşlarla bu iki yüce nebinin manevi huzurunda diz çökerken, sanki asırlar öncesine vahyin indiği o saadet devrine yolculuk ediyorlar.

Bir Mucizenin Canlı Şahitliği

Bu tepedeki maneviyatı zirveye taşıyan ve tüyleri diken diken eden o büyük mucize ise hafızalarda hâlâ capcanlı. Dicle Barajı’nın suları yükselip de kabirleri tehdit ettiğinde, 1995 yılının Eylül ayında mecburi bir nakil işlemi gerçekleştirilmiş. Kabirler açıldığında, orada bulunanlar ve şahitlik edenler gözlerine inanamamışlar.

Aradan geçen binlerce yıla rağmen, Hz. Zülkifl ve Hz. Elyesa peygamberlerin mübarek naaşları, sanki dün uykuya dalmışçasına taze, kefenleri ise tertemiz bir şekilde olduğunu görmüşler. Toprak, Allah’ın (cc) izniyle peygamber bedenine dokunmamış, o nuru incitmemişti.

İşte Eğil’i ziyaret eden bizler, sadece bir türbeyi değil; Allah’ın (cc) kudretine ve peygamberlerin hakkaniyetine dair bu canlı mucizeyi de kalbimizde hissediyoruz. O gün bugündür, Ziyaret Tepesi’ne çıkan her mümin, "Peygamberler ölü değildir" hakikatini iliklerine kadar yaşıyor. Burası, imanın tazelendiği, gözyaşlarının duaya karıştığı, insanın hiçliğin farkına varıp Allah’a (cc) en yakın hissettiği yer.

Eğil Kalesi

Manevi ziyaretimizi tamamlayıp başımızı kaldırdığımızda, Dicle’nin o dingin maviliğinin üzerinde yükselen kartal yuvası misali bir yapı dikkatimizi çekiyor: Eğil Kalesi. Yüzyıllar boyunca Asurlulardan Osmanlılara kadar sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış bu kale, yekpare bir kayanın oyulmasıyla inşa edilmiş doğal bir mucize gibi. Yöre halkı kalenin üzerinde peygamberlerin ayak izlerinin olduğuna inanır; bu yüzden kale, Eğil için sadece askeri bir yapı değil, aynı zamanda kutsal bir emanettir.

Aşağıda ise Dicle, baraj gölüne dönüşmüş haliyle sakin ve vakur akışını sürdürüyor. Kıyıda demirlemiş tekneler, ziyaretçileri adeta bir zaman tünelinden geçirerek tarihin sularında kısa bir gezintiye çıkarmak için bekliyor.

Mavinin yeşille, tarihin inançla kucaklaştığı yerdir Eğil. Türbeden çıkıp tekrar Dicle’ye baktığımızda, ruhumuzun yıkandığını, hafiflediğini hissediyoruz. Güneş, Eğil’in tepelerinden yavaşça çekilirken, biz de ruhumuzun heybesine doldurduğumuz huzurla, bu "Peygamberler Diyarı"na veda ediyoruz.

 



129 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Sessizliğin Kucağındaki Tarih: Kocaköy - 27/11/2025
Yolumuz bu kez Diyarbakır’ın kadim topraklarında, gürültüden ve karmaşadan uzak, kendi içine kapanmış mahcup bir güzelliği barındıran Kocaköy’e düşüyor. Şehrin kalabalığını arkamızda bırakıp ilçeye doğru yaklaştığımızda, bizi ilk karşılayan şey derin
DİYARBAKIR GEZİ YAZISI - 23/11/2025
ğleden önce Dağkapı’dan içeri giriyorum. Güneşle parlayan Diyarbakır Surları’nın üzerinde yürümeye başlıyorum. Burası dünyanın uzunluğu ve korunmuşluğu bakımından ikinci büyük suru (Çin Seddi’nden sonra).
Güzel Okuldan Güzel İnsanlar Yetişti 1 - 10/08/2024
Çocukken ayrıldım köyümden. Daha yaşım 1o bile olmamıştı.
KELAMDAN KALBE - 31/01/2024
Susmak...
ELVEDA HAYAT - 23/01/2024
Bir dedem vardı hayat dolu, öldü...
DİZİ OYUNCUSU GİBİ - 23/09/2023
Hesabını veremeyeceğimiz bir hayat yüktür.
NEDEN DİYE SORMAK GEREKİR - 11/09/2023
Neden? Bunca yolsuzluk neden? Dönen dalavereler neden?
FİRENİ PATLAMIŞ GENÇLİK - 29/08/2023
Lise eğitimi zorunlu hale getirildikten sonra iş çığırından çıkmış halde freni patlamış bir gençlik yetiştirmeye devam ediyor.
ETON KOLEJİ - 24/08/2023
Bir okul düşünün, ülke yönetimine gelenlerin çoğu orada yetişsin. Ülke entelektüellerinin tamamına yakını oradan mezun olsun. Sanatçılar, yazarlar, kültür adamları, bürokratlar…
 Devamı
SÖYLEŞİ VE İMZA
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam83
Toplam Ziyaret390077