büyük ödül_ulutürk
Büyük Ödül (Öykü)
Yayın Yılı: 2009
112 sayfa
İthal Kağıt 13,5x19,5 cm Karton KapakISBN:9786054041633
Dili: Türkçe
Beka Yayınları
A
nadolu’nun kavurucu yazından ve dondurucu kışından dahası sımsıcak ve yanık bağırlı insanlardan kareler bulacağınız, anlamlı, gerçekçi ve çocuksu duyguları yaşayacağınız, gençlik yıllarınıza götürecek öyküler...
Okurken heyecanlanacağınız, üzüleceğiniz, düşüneceğiniz olaylarla sarmalanmış, iğne oyası gibi örülmüş duyguları yaşayacağınız öyküler… “Değerli misafirler, benim bu günlere gelmemdeki en büyük paya sahip olan kişiyi size tanıtmak istiyorum. O, bendeki bu yeteneği keşfeden, beni yüreklendiren, bana çalışma azmi kazandıran öğretmenim. O, olmasaydı ben bir hiçtim, yine öğretmenler olmasa biz de bir hiçiz. İzninizle ödülümü ona takdim etmek istiyorum.” dedi.
Salonda bir duygu seli oluştu. Herkes heyecanla Emre’yi izledi.
Emre, sahneden indi, öğretmenine doğru yürüdü, elini öptü. Öğretmeni de Emre’ye kendi çocuğuymuşçasına sarıldı.
Emre, bakanın elinden aldığı ödülü sundu. Öğretmeni titreyen elleriyle bu büyük ödülü alırken gözyaşlarını tutamadı. Emre’nin gözleri de doldu.
Salondaki duygusal sessizliğe duvarları aşan alkışlar eşlik etti.”
Duran Çetin’den İki Yeni Kitap (Hakimiyet Gazetesi).19.10.2009
MUAMMER ULUTÜRK - m.uluturk@gmail.com
Yanı başımızdaki adamların, kadınların ve çocukların gündelik öykülerini yazmaya devam ediyor güzel dost Duran Çetin. Ekim ayı içinde, “Büyük Ödül” ve “Balkondaki Adam” adlı iki kitabı Beka yayınlarından ardı ardına çıktı Üretken, çalışkan ve yaşamayı sorumluluk erdemiyle birleştirmiş eğitimcilerin varlığı mutlu ediyor beni. Değerli yazar, öykü yolculuğu aralıksız sürdürüyor. Yeni kitaplarında klasik vaka öykücülüğünün örneklerini karmaşık dil ve anlatım kaygısı gütmeden uyguluyor olması öykülerini her yaştan insan için okunur/anlaşılır kılıyor öncekilerde olduğu gibi. Yerli, karşımıza herhangi bir yerde çıkıveren tanıdık karakterlerinin kısacık hayat kesitlerini ısrarlı bir öğretme arzusuyla önümüze getiriyor. “Büyük Ödül”e 17, “Balkondaki Adam”a sığmış 18 öykü sahnesinden; odaların içinden, balkonlardan, pencere önlerinden, kapı aralıklarından, duvar diplerinden, parklardan farklı kimlikleriyle göz ucumuza ilişiyor insanlar. Öykü karakterlerinin kendini anlatmak ve anlaşılmak çabasına düşen paydan alacağı çok olacaktır okuyucunun. “Annem Aliye Hanım’a dualarımla…” ile başlayan öyküsü, bir ananın aziz hatırasına sesleniş, kelimelerin kifayetsiz kalacağı bir yaşanmışlık örgüsü. “Sevilene İthaf”ta, sabah vakti, alışılmamış bir uyanışa gözlerini açan, ana özlemiyle dolu bir evlat yüreğinin çığlığını duyarsınız. Diğer öyküler içinde bunun çok farklı bir yeri var. Çetin’in önceki öykülerinde kullandığı tarz, bu son iki kitabında da sürüyor. Gündelik hayattan yansıyan kareleri iyi okuyan, gördüklerini eğitimci gözüyle sunan yazar, didaktik öykü türünün yeni örneklerini veriyor. “Gece ve Yabancı”da, sokakta birbirine giderek uzaklaşan insanların güvensizlik duygularını içine sindiremeyen bir kadının digergâm tavrını gözler önüne seriyor. “Karısını Isıran Adam”, örnekleri giderek çoğalan bir dayanışma öyküsü. Adam balkona çıkmasa, çok katlı, insan dolu binalarda yaşanan ıssız hayattan sıyrılamayacak. Bu yönüyle komşularından habersiz yaşayanlara bir gönderme “Balkondaki Adam”. Sevgili yazarın, masal ve çocuk öykücülüğüne ilgisini biliyorum. Özellikle masal türünü başarıyla uygulayacağını da. Beka Yayınlarından çıkan ve değerlendirmeye çalıştığım yeni kitapları sebebiyle kendisini içtenlikle kutluyorum. O, güzel yüreği ve hayata hoş bakışı ile başka öykülere doğru yelken açacak, biz de kitaplarını takipte olacağız.