DURAN ÇETİN'İN BAŞARI HİKAYESİ Yoksulluk Kırbacı ve Yazar Duran Çetin
Ali Erkan KAVAKLI Fakirlik ve yoksulluğun diz boyu olduğu 1964 yılının bir bahar ayında Çumra'da dünyaya geldi, yoksulluk içinde büyüdü. Apasaraycık köyünde fakirlik diz boyu idi, üç-beş dönüm sulanmayan araziden elde edilen mahsul ancak ailenin kışlık yiyeceğine yeterdi. Besledikleri üç-beş koyun ve sekiz-on tavukla aile, hayatını sürdürüyordu. Ailenin üçüncü çocuğu idi Duran Çetin, erken yaşta okula başladı. Ablalarının yardımıyla okula gedip geliyordu. Kış günleri ablalarının sırtından inmezdi çünkü bücür bir çocuktu. Henüz ne defteri ne de kalemi vardı. Ablalarının eski defterlerini kullanırdı. İlk defterini aldığında sevinçten uyuyamamıştı. Okula kayıtsız devam etti. Okuma yazmayı ilk o öğrendiği için yarıyıl tatilinden önce öğretmeni okula kaydını yaptı ve karne verdi. Bulduğu her şeyi okumaya başladı. Bazen bir gazete parçası bazen öğretmenin verdiği bir kitapçık… Yamalı pantolon, rengi atmış siyah bir önlük ve lastik ayakkabıları ile okul hayatını sürdürdü. İlkokul bitince kara kara düşünmeye başladı Duran. Babasının onu okutma imkânı yoktu, köyden uzaklaşacağı için de Duran okumak istemiyordu. Çok zeki olduğu dilden dile dolaşıyordu. Bir gün öğretmen evlerine geldi ve babasına şöyle dedi: -Dayı, bu çocuğu okut, çok zeki ve çalışkan bir çocuk. Babası çok sevindi, içi içine sığmaz oldu lakin köyden okumak için henüz şehre giden olmamıştı. Böyle bir şeyi kendisi nasıl yapabilirdi? Babayı kara kara düşünceler sardı. Bir başka gün köyün imamı: -Dayı, Duran'ı okutalım… -Neyle okutacam? Yemeye yetmeyo topraktan kaldırdıklarım. -Ben okuturum onu. Kur'an kursuna yatılı veririm. Hem dinini, diyanetini de öğrenir… Baba buna sevindi. İşin maddî külfeti yoktu: -Tamam, dedi. Kendisine dua edecek bir evlat yetişecekti, mutluydu. Bunu duyan öğretmen tekrar Duranlara uğradı. Babayı kendince uyardı: -Çocuğu Kur'an kursuna verecekmişsin diye duydum. Duran okuyup büyük adam olacak çocuk. Oralarda heba olmasın. Baba kararlıydı. Çocuğunu Kur'an kursuna yazdıracaktı. Öğretmen bu karardan hoşlanmadı fakat yapacak bir şeyi de yoktu. -Çocuk senin ama ben ortaokula göndermeni tavsiye ederim. -Parasızlık, dedi ve içini çekti babası. Bücür Duran, köyden ayrıldı ve Kur'an kursunda yatılı okumaya başladı. Şehirde ticaretle uğraşan “Camızcılar” Duran'ın okumaya gittiğini duyunca kendi çocuklarını okutmaya karar verdiler, ne de olsa kendileri daha varlıklıydılar. Sonraki günlerde babası, Duran'ı Çumra'da yeni açılan İmam Hatip Lisesine kayıt yaptırmak istedi fakat kurs müdürü Duran'ı vermek istemedi. Babasına birçok vaatte bulundu. Duran da alıştığı yerden ayrılmak istemiyordu. “Camızcılar” ısrar ettiler. Duran, köye tatile gelmişti. O günlerde akrabalar tarafından ikna edildi Duran, Çumra İmam Hatip Lisesine kaydoldu, orada yatılı kalacak ve masraflarını “Camızcılar” karşılayacaktı. Yatılı okulda Duran düzenli çalışmayı öğrendi. Sabah-akşam etütlerde hiç boşa vakit geçirmezdi, sürekli ders çalışır ve kitap okurdu. Derslerde öğretmenleri çok dikkatli dinler, sanki sınıfta tek o varmış gibi davranırdı. Çumra İmam Hatip Lisesi son sınıfa gelince “Camızcılar” bursu kestiler. Babası, son taksidi ödeyemediği için yurttan çıkarıldı. Üniversite sınavları yaklaşmıştı. Duran'ı sıkıntılar bastı. Yoksulluğun zorluğunu iliklerine kadar hissetti. Dershaneye gitme imkânı yoktu üstelik başarılı olmak zorundaydı. Hele son yaşadıklarından sonra… Kendi kendine çalışmaya başladı. Ne bir test kitabı vardı ne de üniversiteye hazırlık… Arkadaşının birinin verdiği kullanılmış bir kitaptan testler çözüyordu. Bu sırada anneannesinin yanında kalıyor, kilometrelerce yürüyerek okula gidip geliyordu. Üniversite sınavında başarılı oldu, üniversiteye yerleşti. Yokluk içinde başarı kazanmak… Onu çok sevindirdi. Köyde üniversiteye ilk giden oydu. Herkes ondan bahsediyordu. Üniversite yıllarında sürekli kitap okudu. Dışarıdan farklı dersler aldı. Üniversite hayatını burslar ve yardımlarla sürdürdü. Mezun olduğu yıl, sınavı kazanarak Eskişehir'de öğretmenliğe başladı. Sürekli kitap okur ve okuduklarını öğrenicileriyle paylaşırdı. Yerel gazetelerde köşe yazıları kaleme almaya başladı. Hikâyelerini kitaplaştırmayı düşünüyordu. İlk romanını tam altı yılda yazdı. Romandan önce iki öykü kitabı yayınladı. Okuma ve yazma aşkı onu yazar olmaya zorlamıştı. Bir antolojide onunla ilgili şunlar yazılı: “Anadolu'nun kavurucu yazından ve dondurucu kışından, dahası sımsıcak ve yanık bağırlı insanlarından kareler bulacağınız, anlamlı, gerçekçi ve çocuksu duyguları yaşayacağınız, gençlik yıllarına döneceğiniz hikâyelere imza atan yazar, okurken heyecanlanacağınız, üzüleceğiniz, duygulanacağınız; içinde kendinizi bulacağınız, gerçeklerle yüzleşeceğiniz, hayatın tam ortasından yazdığı romanları peş peşe yayınlandı… Çocuk eğitimine önem vererek masallar kaleme alıyor, okuma alışkanlığı kazandıracak öykülere imza atmaya devam ediyor.” Öğretmenliğin yanı sıra yazarlığı sürdürüyor Duran Çetin. 25 civarında kitap yayınladı. Konya'nın milli yazarı kabul edilir. 2011 yılında Meram Belediyesi hikâyelerini 75 bin adet bastırarak okullara dağıttı. Kon Tv.'de kültür ve kitap programları yapmaya başladı. Zamanla edebiyat dergilerinin ve gazetelerin aradığı yazar oldu. Konferanslar, seminerler, milli eğitim şube müdürlüğü, sendikacılık çalışmaları… Yazarlık hayatında onu en çok sevindiren şey Selçuk Üniversitesinde kitaplarının tez konusu yapılmasıydı. NETİCE: Yoksulluk iyi bir kamçıdır, insanı başarılı olmaya zorlar. İnsanlara faydalı olmak için yazmak, bunu başarmak ve okuyuculardan dua almak, Duran gibi inançlı bir yazarın en büyük tutkusudur. Duran Çetin'in eserleri: 1. Bir Kucak Sevgi (Hikâye) 2. Güller Solmasın 3. Bir Adım Ötesi (Roman) 4. Kırmızı Kardelenler (Hikâye) 5. Yolun Sonu (Roman) 6. Portakal Kızım (Roman) 7. Sana Bir Müjdem Var (Hikâye) 8. Gözlerdeki Mutluluk (Hikâye) 9. Toprak Gönüllüler (Roman) 10.Minik Göl (Hikâye) 11.Büyük Ödül (Hikâye) 12.Balkondaki Adam (Hikâye) 13.Gökkuşağı Yolculuğu (Masal) 14.Kül Yığını (Hikâye) 15.Sadece Ben (Roman) 16.Sevimli Kuş ve Susuzluk (Öykü) 17.Macera Peşinde (Masal) 18.Bir Yudum Şehir (Öykü) 19.Bekleyiş (Öykü) |
3250 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |