Bu haftaki Der Spiegel (6.6.2011) “Boğaz’daki Güçlü Adam” başlığı altında bir haber-analiz yazısı yayınladı. Bernart Zahn ve Daniel Steinvorth tarafından kaleme alınan yazıda “GÜÇLÜ ADAM RECEP TAYYİP ERDOĞAN”ın Türkiye’yi değiştirdiği, dönüştürdüğü, ekonomiyi güçlendirdiği, vurgulanıyor ve çok şey gerçekleştirdi, denerek şu tespitler yapılıyor:

1.       Boğaz’ın güçlü adamı Erdoğan, güçlü ordunun pervasızlığını budadı.

2.       Generallerle devamlı şekilde anlaşarak ülkenin kaymağını yiyen laik elitin moralini bozdu.

4.       Londra ve Vaşington’un partneri olan ülkeyi, Pekin ve Riyad da ciddiye alıyor.

5.       Araplar hayran oldu, İsrail de adım adım izler oldu.

6.       Daha önce özgüvenleri olmayan Türklere özgüven kazandırdı.

8.       Sekiz senede fakir ülkeyi zengin ve modern bir ülke hâline getirdi. Avrupa ülkelerine göre ekonomi  3 kat daha iyi.

Dergi, 2010 yılı verilerine göre Boğaz’daki güçlü ülkeyi Avrupa ile kıyaslıyor:

Büyüme oranı: Türkiye % 8,9, Almanya % 3.6, Fransa % 1.6, İtalya % 1.3, AB (27 ülke) % 1.8

Özel tüketim harcamaları: Tr % 6.8, Alm % 0.1, Fr. % 1.5, İtalya % 0.4, Ab % 0.7

Devlet borçlarının gayrisafi milli hasılaya oranı: Tr. % 41.2, Alm % 83.2, Fr. % 81.7, İtalya % 119, AB %80.2

64 yaşını aşanların nüfusa oranı: Tr % 7, Alm % 20.7, Fr % 16.6, İtalya %20.2, AB % 17.4

İşsizlik: Tr. % 10.7, Alm %7.1, Fr %9.7,İtalya %8.4,İspanya % 20.1, AB % 9.6

Kişi başına düşen milli gelir 3 kat arttı, İngiliz Ekonomist dergisi ülkeyi Avrupa’nın Çin’i olarak niteledi. Sermaye Anadolu’ya yayıldı. Gaziantep, Denizli, Kayseri, Trabzon Samsun gibi iller sanayi şehrine dönüştü. Bu şehirleri 10 yıl önce görenler, bugün tanıyamazlar.

                Konya- Eskişehir arasında hızlı tren sene sonunda işlemeye başlıyor.

Wall Street Jurnal, Türkiye ekonomisinin büyümeye devam edeceği tahminini yapıyor.

Taraftarları ve karşı olanlar arasında AB’a giriş tartışma konusu fakat ekonomi 1-0 önde.

İstanbul, Almanya’da daha dinamik bir ekonomiye sahip, Almancılar yurtlarına dönüyor. 20009’da dönen vatandaş sayısı 40 bin. Bir dişçi İstanbul’da Hamburg’dan daha çok kazanıyor.

Yaşlı Avrupa’ya göre Türkiye, ABD ve Kanada gibi daha sağlıklı bir yapıya sahip.

Kadın başına 2.1 çocuk düşüyor. Nüfus artışında yavaşlama var ama endişe edilecek bir durum söz konusu değil. Yaş ortalaması 29, bu oran Almanya’da 43.

Ülkede 700 000 meslek yüksek okul mezunu var. Sanayileşmekte olan bir ülke için oldukça önemli.

Belli başlı fikirleri özetlemeye çalıştığım 6 sayfalık yazı, Türkiye övgüsü ile dolu değil. Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Celal Şengör, CHP milletvekili adayı Binnaz Toprak’ın görüşlerine başvurularak ülkemizde eleştirilen hususlar da var.  Fakat bunlar yazı içinde çok yer tutmuyor. Der Spiegel, Ahmet Şık gibi Ergenekon gazetecilerinin, darbe aşağı generallerin tutuklanmasından ve vergi kaçakçısı Aydın Doğan gibi patronların vergi denetimine tabi tutulmasından rahatsız olmuş görünüyor ama olsun.

                Almanya’da hiç darbe olmadı. Generallerin millet iradesine nasıl el koyduğunu ve ülkeyi nasıl bir hapishaneye çevirdiklerini bilmezler  Bernhard Zand ile Daniel Steinvorth.

28 Şubat sürecinde dindarlara ve imam-hatip lisesi öğrencilerine darbecilerin ne eziyetler ettiklerini de hatırlamazlar. Hürriyet bunları yazmaz. Benim Çığlık romanımı da okumamışlardır.

                Kılıçdaroğlu ve muhalefetin kara propagandalarına bakarak ülkemizde 8 senedir iyi şeyler olmadığını zannedenlere, Türkiye’nin Almanya’dan çekilmiş gelişmişlik fotoğrafını sundum. Gerçek resim muhalefetin gösterdiği gibi değil.

Bugün kalkınan, özgüveni yüksek, yeni bir Osmanlı projesi geliştirebilecek, dinamik, çılgın projeleri olan ve dindarlaşan bir ülke var.