• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=666228323
  • https://twitter.com/durancetin
Site İçeriği

Kültür Dünyamız videoları
Ali Erkan Kavaklı
aekavakli@hotmail.com
MERKEZİ SINAV SİSTEMİ YANLIŞ
24/10/2013

Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları bütün öğrencileri aynı yeteneğe ve aynı öğrenme hızına sahip, aynı kalitede ve eşit şartlarda eğitim almış kabul edip 12 merkezi sınav getirdiler.

Merkezi sınav sistemi yanlış çünkü eğitimde fırsat eşitliği yok. Üç önemli eşitsizlik var:

1.Sınıflarda fırsat eşitliği yok. Mesela Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ilköğretimde sınıflarda ortalama 38 öğrenci var, İstanbul’da 43, Burdur’da 18. İç Anadolu, Karadeniz Bölgesinde sınıflar 15-20 kişi iken Urfa, İstanbul, Van, Gaziantep, Adana, Mersin, Antalya(merkez) gibi göç alan illerde 40-50’yi buluyor.

İstanbul’da Esenler, Gaziosmanpaşa, Sultangazi, Bağcılar, Esenyurt’ta sınıf başına öğrenci sayısı 34-38 öğrenci düşerken Kadıköy’de 22, Bakırköy ve Beşiktaş’ta 25 öğrenci düşüyor. Öğretmen başına Sultangazi’de 43, Esenler’de 39, Bağcılar’da 36 öğrenci düşerken Kadıköy’de 16, Beşiktaş’ta 17, Bakırköy’de 19 öğrenci düşüyor. Gaziosmanpaşa’da özel bir okulda sınıfta 15-20 kişi varken devlet okullarında 50 öğrenci okuyor.

2.Eğitim harcamaları eşit değil. Dar gelirli bir aile bir çocuk için ilkokuldan üniversite bitirene kadar 4.500 lira, zengin bir aile 600 bin lira harcıyor. 2011 yılında dar gelirli aileler 27 milyon eğitim harcaması yaparken zengin aileler 500 milyon harcamış, alt gelir grubundaki ailelerden 20 kat daha fazla para ayırmış.

3. Çocukların yetenekleri eşit değil.

Alman beyin uzmanı Prof. Manfred Spritzer, her beyin özeldir, der. Her çocuğun öğrenme hızı, öğrenme biçimi farklıdır. Amerikalı Prof. Howar Gardner, çoklu zekâ vardır, tek çeşit zekâ yoktur, tezini savunur.

İsviçreli Prof. Remo Largo şöyle der:

“Çocuklar tamamen farklıdır. Kendi kendilerine öğrenirler, öğrenmek isterler, motivasyonları vardır. Çocukların öğrenme başarısının ölçüsü tamamen kendine has olması gerekir. Okullardaki sistem, bu farklılıkları görmüyor, normal bir öğrenci tipi kabul eder ve normlara uygun verimlilik arar.”(16.9.13,Der Spiegel, s.54)

Merkezi sınavlar sağ beyin faaliyetlerini ölçmez, özel yetenekleri göz ardı eder. Mesela bir öğrenci Mehmet Akif gibi şiir yazsa, Ömer Seyfettin gibi hikâye kurgulasa, Dede Efendi veya Mozart gibi beste yapsa, Mimar Sinan gibi plan ve proje çizse, Hakan Şükür veya Arda gibi top oynasa, Bill Gates veya Lary Paj gibi buluş yapsa merkezi sınavlarda başarıya ulaşamaz.

Merkezi sınavlar Türkçe, matematik, sosyal, fen, din kültürü ve Atatürkçülük dersi bilgilerini ölçecek. Özel yetenekleri yok sayacak. Başbakanın aradığı yerli araba yapacak babayiğitleri keşfetmeyecek, aramayacak, yetiştirmeyecek.

Peki ne yapalım?

“DEĞİŞMESİ GEREKEN SINAV SİSTEMİ, DERSANELER KALABİLİR (11.10.2012)”; KÂŞİFLER VE ÇARPI ŞAMPİYONLARI(8.04.2013); MESLEK LİSELERİ PİYASADA İŞ BULACAK ELEMAN YETİŞTİRMELİ(29.08.13) IĞDIR ÜNİVERSİTESİNDEN ÜLKEYİ OKULLAŞTIRMA ve DERSANESİZLEŞTİRME PROJESİ (10.10.13 Akit)” tarihli yazılarımda konuyu ele aldım ve anlattım.

Yeniden ve çok kısa söylemek gerekirse:

            1.Anadolu lisesine öğrenci, öğretmen notuyla gitmeli.

            2. Lise bitirme notuyla üniversiteye girmeli.

            Bu sisteme geçebilmek için şunlar yapılmalı:

1.Öğretmen açığı kapatılmalı.(Yüz bin civarında öğretmen açığı var, deniyor.)

  2. Öğretmenler hizmet içi eğitime tabi tutularak nitelikli hâle getirilmeli.

  3. Notu adaletli ve hakkaniyete uygun kullanmayanlar denetlenerek sistemden çıkarılmalı, çürük yumurtalar ayıklanmalı.

Milli Eğitim Bakanlığı, eşeğini dövemeyince semeri döven adama benziyor. Eğitimi kaliteli ve öğretmeni nitelikli hâle getirip Almanya’da olduğu gibi öğretmene sorumluluk yüklemek yerine dersanelerle uğraşıyor. Dersaneler merkezi sistemle yerleştirme yapmanın bir sonucu. Öğretmenin notuyla Anadolu liselerine ve diploma notuyla üniversitelere öğrenci alınsa dersaneye ihtiyaç kalmaz.

Daha da önemlisi salı Abdurrahman Dilipak’ın yazdığı gibi okul bitiren gençlerin işsiz kalmaması için meslek liselerinin güçlendirilmesi lazım, Mehmet Doğan’ın yazdığı gibi eğitimin maarif davasına dönüştürülmesi; gençlere ahlak, marifet, ilim ve irfan kazandırması gerekir.

        Not: Eğitim meselesinin test tekniği ile çarpı koyma becerisini ölçerek çözülemeyeceğini bilmek

isteyenlere Nurettin Topçu’nun Türkiye'nin Maarif Davası adlı Dergah yayınları arasında neşredilen eseri tavsiye ederim. (www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=7902)



1524 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

DİRİLİŞ NESLİ YETİŞTİRME GAYRETİ - 01/01/2016
Ak Parti iktidarı ülkede siyasi istikrarı sağladı, ülkemiz 13 yılda beş-altı kat zenginleşti. İnsanımızın servet peşinde olanı da var şöhret derdinde olanı da. Eğitim gönüllüsü bir kesim de var ki “diriliş nesli” yetiştirme sevdasında.
NESİLLERİ YOĞURMA SANATI ÖĞRETMENLİK - 28/11/2015
Öğretmenlik idealist nesiller yetiştirme sanatı. Gönüllere girme, zekâ geliştirme, yetenek keşfetme tutkusu olanlar için ideal meslek.
AYRICALIKLI OKULLAR, TEOG, ÖZEL OKUL AŞIĞI GAZETECİLER - 09/06/2014
AYRICALIKLI OKULLAR, TEOG, ÖZEL OKUL AŞIĞI GAZETECİLER
SENDİKAL SORUMLULUK ve İDEAL GENÇLİK - 26/05/2014
SENDİKAL SORUMLULUK ve İDEAL GENÇLİK
KUTLU KARAR - 25/04/2014
KUTLU KARAR
BÜYÜK HEDEF BELİRLEMELİ - 27/02/2014
BÜYÜK HEDEF BELİRLEMELİ
Prof. NABİ AVCI VE DERSANELER - 02/02/2014
Prof. NABİ AVCI VE DERSANELER
MÜSLÜMANLAR ARASINDAKİ KAVGASININ MÜSLÜMANA FAYDASI OLMAZ - 25/01/2014
MÜSLÜMANLAR ARASINDAKİ KAVGASININ MÜSLÜMANA FAYDASI OLMAZ
İYİMSERLİK VE BİLGELİK HİKÂYESİ - 12/01/2014
İYİMSERLİK VE BİLGELİK HİKÂYESİ
 Devamı
SÖYLEŞİ VE İMZA
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam208
Toplam Ziyaret344404