Duran Çetin
durancetin@hotmail.com
MÜSRİF ADAM
12/07/2023 İsraf: Gereksiz yere para, zaman, emek ve benzerlerini harcama, savurganlık. İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlanmış hayatların varlığı israf konusunu dikkate almayı zorunlu hale getiriyor. Hayatımıza bakıvermemiz mesele üzerinde fazla kafa yormadan anlamamıza yetecektir. Hayatın her alanında, burnumuzun dibinde, evde, yolda, sokakta, parkta bahçede hemen hemen her yerde içinde kaybolduğumuz israf söz konusu. İsraf denizinde yüzüyoruz ama düşünmediğimiz/düşünemediğimiz için görmüyoruz/görmezden geliyoruz. İşte sonra olanlar oluyor. Her şey alt üst, her şey normal akışın dışına taşıyor, haksızlık ve olumsuz davranışlar bizi ayağımızdan tutup bu denizin dibine doğru çekiyor da çekiyor. Biz sadece seyrediyoruz… Şimdi aslında göz ardı edilen ama israfın dibine vurulan bir konu daha var: temsil hakkı. Temsil ismiyle harcanan paraların haddi hesabı yok. Olsa bile gereksiz ise israftır. Bizim kültürümüzde temsil dediğimiz meselenin adı misafirperverlik olarak nitelendirilebilir. Bizim genlerimize işlemiş ve bütün dünyanın ikrar ettiği bu misafirperverliğimizin temelindeki düşünceye ve olması gereken gerçek ölçüye işaret etmeden konuyu anlamak mümkün olmayacaktır. İslam medeniyetine mensup toplumların genel karakteristik özelliklerinden birisi misafir ağırlamak, misafire elde avuçta ne varsa ikram etmek hususudur. Bu davranışımızın temelinde ise İslam medeniyetinin temelini oluşturan vahiy vardır. Bizde gelenek halini almış olan bu davranış biçimi bütün İslam medeniyeti mensuplarında gözlenebilir. Anadolu’nun en ücra köşesine de gitseniz size ikram için yarış halindeki insanları görmeniz mümkün. Bunun temelinde var olan meselinin inanç olduğunu bir kez daha ifade etmek gerekir. Bir hadis hatırlıyorum: Ebû Hüreyre (ra)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!” (Buhârî, Nikâh 80, Edeb 31, 85, Rikâk 23.) Ne güzel değil mi? Misafire ikramda bulunmak, onu ağırlamak onu memnun bir şekilde yolcu etmek… Buraya kadar kimsenin itirazı yok olamaz da… Çünkü ikram kalpte yumuşama ve aralarında oluşması gereken sevgi, saygı, ülfet ve muhabbetin anahtarıdır. Şimdi özel ya da resmi kurumların temsil dediğimiz uygulamasında çarçur edilenler, uçup gidenler, uçurulup yok edilenler bizim anlayışımızdaki misafire ikram etmek ile bir bağı olabilir mi? Yani başkasının sırtından bir başkasına cömertlik yapmak, ikram etmek, masrafta bulunmak hakkaniyet ölçülerine sığar mı? El cevap: sığmaz. İkram olması için harcanacak paranın bizatihi kendine ait olması şart. Başkasının sırtından yapılanlar başkalarının da hakkı olan malı-mülkü, gösteriş için, ağırlamak için, göze girmek için sular seller gibi sınırsızca harcamak ne cömertlik olur ne de ikram olur. Aksine külliyen israf olur. Çünkü başkalarının da hakkı olan bütçeyi gereksizce harcamak anlamına gelecektir. Devletin resmi kurumunun bunu yapıyor olması/yapması kabul edilebilir değil. Bu kalemde çok uçuk rakamların harcandığı herkesçe malumdur. Devletin üst makamlara ya da bir makama getirdiği bir kişi burada temsil hakkı olarak ayırdığı parayla gösteriş yapması, geleni gideni ağırlaması yanlıştır. Üstelik bu sınırsız ve hesabı da sorulmayan (örtülü ödenek) bir harcama kalemi. O makama gelmiş birininim gelen misafire çay ikramını bile bu kalemden yaptığını, tahsisli arabayı kendisi ve ailesinin hoyratça kullanımına ayırması, özel işlerini bile devletin tahsisli şoförü ve benziniyle yapması bir çökmüşlük ifadesidir. Kokuşmuşluk ve israfın dip yapmasıdır. Böyle fırsatları olanlar ya da kendilerine bu imkân tanınanlar daha fazla dikkatli olmaları daha hassas bir terazi kullanmaları hesap verebilmelerini kolaylaştıracaktır. Üniversiteler, devlet kurumları, dernekler, vakıflar, STK’lar, sendikalar, yardım kuruluşları yapıp ettiklerinize bir bakın. Lütfen bir daha bakın. Nerelere nasıl harcadıklarınızı kontrol edin. Size verilen/tahsis edilen ya da yalvar yakar elde ettikleriniz, araya adam koyarak kullanımınıza çıkarttığınız paralar amacını bulmayan harcamalara kurban ediliyorsa israftır. Her bir kuruşunun hesabını vereceğinizi hatırlatmaya gerek yok. Eğer ahiret inancınız varsa kesin sonuç budur. Bu imkânları onun bunun gözüne girmek için, konumunuzu korumak için, daha gösterişli iş yaptığını ilan etmek için yapıyorsanız; yapmayın. Eğer durumunuzdan vazife çıkarmayı çok istiyorsanız buyurun kendi cebinizden yapın. Mülkiyeti size ait olan paranızdan yapın. Yapın da görelim. Temsil, ağırlama, tören, fuar, tanıtma ve benzeri faaliyetlerle ilgili olarak yapılacak her türlü harcamayı; muhtaçlara, öğrencilere, evleneceklere, iş kuracaklara verin bakalım. Hem sosyal dengeyi korumuş olursunuz hem de israf bataklığından kurtulmuş olursunuz. İsraf etmeyerek iflas etmemiş olursunuz… |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Güzel Okuldan Güzel İnsanlar Yetişti 1 - 10/08/2024 |
Çocukken ayrıldım köyümden. Daha yaşım 1o bile olmamıştı. |
KELAMDAN KALBE - 31/01/2024 |
Susmak... |
ELVEDA HAYAT - 23/01/2024 |
Bir dedem vardı hayat dolu, öldü... |
DİZİ OYUNCUSU GİBİ - 23/09/2023 |
Hesabını veremeyeceğimiz bir hayat yüktür. |
NEDEN DİYE SORMAK GEREKİR - 11/09/2023 |
Neden? Bunca yolsuzluk neden? Dönen dalavereler neden? |
FİRENİ PATLAMIŞ GENÇLİK - 29/08/2023 |
Lise eğitimi zorunlu hale getirildikten sonra iş çığırından çıkmış halde freni patlamış bir gençlik yetiştirmeye devam ediyor. |
ETON KOLEJİ - 24/08/2023 |
Bir okul düşünün, ülke yönetimine gelenlerin çoğu orada yetişsin. Ülke entelektüellerinin tamamına yakını oradan mezun olsun. Sanatçılar, yazarlar, kültür adamları, bürokratlar… |
PATATES KRİZİ - 03/08/2023 |
İlk insan ilk peygamber Hz. Âdem ve oğulları |
MÜSRİF ADAM - 31/07/2023 |
Giysilerin en güzeli olan takva elbisesidir. İnsanın süsüdür, gönlünün aydınlığıdır… |
Devamı |